GÜNDEME BAKIŞ -  İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in, her zaman yanında olan isimlerin başında gelen İzmir Büyükşehir Belediyesi CHP Grup Başkanvekili, Meclis birinci başkanvekili Mustafa Özuslu, Soyer’le tanışıklığının 2009’a dayandığını anlattı. Özuslu, “Rıfat Nalbantoğlul il başkanlığı olduğu dönemde, 29 ilçeyi kazandığımız süreçte il başkan yardımcısıydım. Tunç Bey de o dönemde Seferihisar Belediye Başkan adayıydı. Bizim Rıfat Bey’le Tunç Soyer’in Büyükşehir aday adayı olma sürecine, yürüyüşüne katılışımız, 2013’ün ekim ayına denk geliyor. Beraber yürüme kararı aldık. Yol arkadaşlığı yapıyoruz. Siyasette birlikte hareket etmeye çalışıyoruz. Olaylara aynı pencereden bakan insanlarız. Tunç Başkan da demokrat, katılımcı, halktan yana, gerçekten kente ve ülkesine hizmet etmek isteyen biri. Biz de öyleyiz. Frekanslar tuttu. Bu bir günlük iş değil”

2014’TE PARTİNİN BÜYÜKŞEHİR ADAYI OLACAKTI AMA…
Soyer’in 2014’te Büyükşehir Belediye Başkan adayı gösterileceğini ancak o süreçte eski Başkan Aziz Kocaoğlu’nun 397 yılla yargılandığını hatırlatan Özuslu, “Aday gösterilmemesinin bence bir tek neden vardı, Aziz Bey’in 397 yılla yargılanması. O dönemde Tunç Bey Seferihisar Belediye Başkan adayı değildi. Genel başkanımıza Büyükşehirle ilgili talebini de iletmişti. O dönemde belediye yapılan hukuki olmayan yöntemlerle çullanılması Aziz bey ve bürokratların yargılanması, kentte bir dayanışmasının oluşması, genel başkanımızı da haksızlığa uğrayan bir kişinin aday yapılması gerekir şeklinde bakmasına neden olmuştur. Bu benim şahsi kanaatim” diye konuştu.

SOYER’İN ADAYLIĞI 1 EKİM’DE…
Büyükşehir adaylığına giden süreçte Soyer’le hep birlikte olduklarını ifade eden Özuslu, “Süreç içerisinde bazen heyecanlanıyorsunuz bazen üzülüyorsunuz. Bazen soru işaretleri artıyor. Sonuçta yaşayan bir süreçti. Benim için tarih 1 Ekimdi. Aziz Kocaoğlu, ‘ben yokum’ dedi. Dolayısıyla ondan sonra Tunç Soyer’in adaylığının gerçekleşmesi noktasında benim hiç şüphem olmadı. Bana kalırsa; 1 Ekim’e kadar masada Aziz Kocaoğlu ve Tunç Soyer;1 Ekim’den sonra ise sadece Tunç Soyer vardı. Seçim sürecini hep birlikte yönettik. Tunç Bey’in başkanlığında. Birçok arkadaşımız vardı. Büyük bir ekip işi…Büyük bir ekip olamazsanız bu işi götüremezsiniz. Tunç Başkan süreçlerin her birinde İzmir’e katkı koyan, çaba harcayan insanlarla görüştü. Proje toplantıları birlikte yapıldı. Üç cemre toplantısının yapılması ortak fikirdi” dedi.

GERÇEKLEŞTİRMEYE ÇALIŞTIK AMA OLMADI
Özuslu, seçim sürecinde Kocaoğlu ve Soyer’in birlikte sahada olmamasını şu cümlelerle açıkladı:

“Bir nedeni yok. Bunun gerçekleştirmeye çalıştık ama olmadı. Bayındır mitinginde birlikte olunabilirdi ama Aziz Bey programını değiştirdi. Tire’ye gitti. Aziz Bey, böyle taktir etmiş olabilir. Ben orada bir şey aramıyorum. Aziz Bey, doğru bir tavırda, partililik yüksek bilinci ile hareket etti. Tunç Başkan’ın arkasında durdu. Bazı yerlere birlikte gidilmesi daha iyi olabilirdi ama olmamasının ardında bir şey aramamak lazım. Ortaya koyan irade önemliydi”

TUNÇ BEY’YE ÇALIŞMAK KOLA AMA…
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’le çalışmanın kolay olduğunu anlatan Özuslu, “Son derece naif bir insan. Ancak çok kararlı. Ajandası, hedefleri var. Perspektifi var. Türkiye’nin böyle siyasetçileri kazanmış olması çok önemli. Çalışmasına ayak uydurmak için tempo lazım. Kendisi her sabah 10 kilometre koşuyor. Bunun vücuda yansıması var. Yakınınızda çalışan insanlar bundan etkilenmesi mümkün değil. O tempoya ayak uydurmak zorunda kalacaklar. Bir kere herhangi bir karar almak için bilgi sahibi olmak istiyor. Bilgi sahibi olmadan net bir karar almak istemiyor. Bilgiyi de farklı kaynaklardan alıyor. Bu çok iyi bir özellik. Uzmanlıklara çok itibar ediyor. Ortak fikre inanıyor. Bir lider olarak son kararı söylüyor. O demokratik bir lider. Çoğulcu değil çoğunlukçu…Bir insanın hayalleri ve değerleri büyükse zordur. Ahlaklı biri. Çalmaz, çaldırmaz” dedi. 

GÖNÜLLÜ KÖLEYİZ!
Özuslu, İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi CHP Grup Başkanvekili olarak, partinin çıkarları neyi emrediyorsa öyle hareket edeceğini belirterek, “Aynı zamanda meclis başkanvekilim. Tunç Bey Ankara’ya gittiğinde başkanvekilliğini de bana bıraktı. Takdiri idari. Bizler 31 Mart’ta seçildik. Bu mecliste bir takım görevler var.

Ben nasıl bir siyaset anlayışım varsa, partimi de Büyükşehir’de öyle temsil edeceğim. İl başkanını mecliste temsil edeceğim. Partinin temayüllerini iyi bilen biriyim. Bir Fransız sosyolog ve aktivistin bir sözü vardır; ‘Parti üyeliği gönüllü köleliğe benzer’ der. Biz de böyleyiz. İnsani olarak önce ülkem ve insanlar; sonra da partim’ diyoruz. Ben CHP’nin değerleri ile siyaset yapıyorum. Partinin çıkarları neyi emrediyorsa onu yapacağız. Bunu yapmak demokratik, katılımcı anlaşımdan vazgeçmemi gerektirmez.

SOYER’İN FARKI GÖRÜLMEYE BAŞLANDI BİLE!
“Soyer’in farkını ne zaman görmeye başlarız?” sorusuna Özuslu, “Görmeye başladık. Seçimden hemen sonra en az ve en çok oy aldığı yere gitti. İşe; ‘Ya koşarak ya bisikletle geleceğim’ diyor. Bu bir fark. Üslubu bir fark var. Her yiğidin yoğurt yiyişi başkadır” dedi.