Babalarının kurtarılabilmesi için zaman kaybının olmaması gerektiğine dikkat çeken Yavuz, "Zaman kaybına tahammülümüz kalmadı çünkü her geçen saniye aleyhimize işliyor" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a seslenen Gökçe Yavuz, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ona çok güveniyoruz. Devlet büyüklerimizden acil destek istiyoruz. Az sonra yağmur başlayacak, bizim hiçbir şansımız kalmayacak. Şansımız varken sesimizi duyurmak istiyoruz. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nden kim geldi? Kimseyi göremiyoruz. Açıklama yapan da yok. Biz burada çok mağdur durumdayız. Ailenin bütün fertleri burada iyi bir haber gelmesini bekliyor ama iyi bir haber gelmesi için çok iyi ve sistemli bir çalışma olması gerekiyor. Biz çalışmalar yapılırken sabrettik. Yok güçlendirme çalışması yapılıyor, zemin şöyle, bilmem ne… Bunlar yeterli değil."

'BURADA İKİ CAN YATIYOR'

Mehmet Çiftçi'nin diğer kızı Adalet Şen de 20 metrekarelik alandan iki canın 40 saattir çıkarılamadığını belirterek, şöyle dedi:

"Sürekli gözyaşları ile bu iş olmaz. Kadere teslim olmak diye bir şey yok. Evet kaderimizde ne varsa onu göreceğiz, yaşayacağız ama Türkiye'nin bu kadar güçsüz olduğuna inanmıyorum. Burası 20 metrekare bir alan. 40 saatte iki canın kurtarılması çok basit bir olay. İstanbul'da 10 katlı bir bina çöktü ve 3 günde insanlar kurtarıldı. Çalışma sistemi aynı şekilde dönüp dönüp duruyor. Cumhurbaşkanım, Allah rızası için sesimi duy lütfen. Burada iki can yatıyor. El atın, bize güçlü bir çalışma sistemi gönderin. Bu şekilde olmuyor. Yağmur geliyor. İki can toprağın altında, Allah rızası için el atın. Türkiye bu kadar güçsüz değil. Gözyaşlarımla burada beklemek istemiyorum. Lütfen sesimizi duyun. Bu çalışma sistemi ile bunun altından çıkamayacağız. Cumhurbaşkanım size güveniyorum."

Göçük altındaki bekçiler Mehmet Çiftçi ve Mehmet Ali Yalçın'ın yakınları, zaman zaman sinir krizi geçirdi. Acılı ailelere, bölgede bekleyen sağlık görevlileri müdahale etti.

'BABAM SAĞSA ÇIKARIP TESLİM ETSİNLER, ÖLDÜYSE CENAZESİNİ VERSİNLER'

İzmir'de Büyükşehir Belediyesi'nin metro vagonları için bir firma aracılığı ile yaptırdığı çalışmalar sürerken meydana gelen göçükte kalan bekçi Mehmet Ali Yalçın'ın (66) oğlu Sinan Yalçın (42), çalışmaların yavaş yapıldığını savunarak tepki gösterdi. Babasının emekli olduğunu ancak borcundan dolayı çalıştığını ve bu işe de bir ay önce girdiğini söyleyen Sinan Yalçın, "Burada yaşanan cinayet. Başka bir şey değil. Bu kadar ihmal zinciri olur mu? Buranın mühendisleri yok mu, buranın balçık olduğunu görmüyorlar mı? Muhtemelen biliyorlardı. O demir orada bırakılır mı, tonlarca yük orada bırakılır mı?" dedi.

'İĞNE UCUYLA KUYU KAZILIYOR'

Saatlerdir çalışmaların olduğu alanda bulunduklarını anlatan Sinan Yalçın, "Kaç saattir buradayız, bir yetkili yok. Sadece yüklenici firmanın adamları kimliğini gizleyerek geldi" dedi.

Babası Mehmet Ali Yalçın'ın daha önce aynı firmada 2 yıl çalıştığını vurgulayan Sinan Yalçın, "Babam burada yaklaşık 1 aydır çalışıyor. Zeminin bozuk olduğunu zaman zaman söylüyordu ama biz dikkate almadık. Sonuçta biz ne firma yetkilisiyiz ne de belediyede çalışıyoruz" diye konuştu. 8 kardeş olduklarını belirten Sinan Yalçın, "Babamın borcu vardı. Kimse keyfine gelip burada çalışmaz. İhtiyacı vardı. Bütün aile olarak buradayız, perişan olduk. Babam sağsa çıkarıp teslim etsinler, öldüyse cenazesini versinler. Bu kadar zamandır iğne ucu ile kuyu kazır gibi çalışma var. Kaç güne çıkaracaklar? Böyle çalışma olmaz" sözleriyle isyan etti.