Fiyat uygulamasının 31 Aralık 2019’a kadar açıklandığını ancak girdilere zam gelmesi durumunda üreticinin yine mağdur olacağını belirten Başkan Eskiyörük, “Geçtiğimiz yıl boyunca üretici yem, gübre, mazot gibi artan üretim maliyetleri karşısında büyük yara aldı. İneklerini kesime göndermeye başladı. 2 TL olarak açıklanan fiyat şu an üretimin sürdürülmesi için uygun ancak kalıcı çözüm değil. Kalıcı çözüm üreticinin 1 litre süt ile 1,3 kg yem alacağı şekilde piyasanın düzenlenmesidir” dedi.

İNEKLER SATILIYOR
Süt üretiminde sürdürülebilirliğin sağlanması için yem ve çiğ süt fiyatları arasında bir denge olması gerektiğini söyleyen Eskiyörük, üreticinin son yıllarda hayvanını besleyemez hale geldiğini vurgulayarak “Avrupa’da üreticiler, bir litre süt satarak en az 1,3 kg. yem alıyorlar. Bunun altındaki bir oran tehlikelidir. Ne yazık ki ülkemizde dönemsel olarak yem, sütten pahalı hale geliyor. Bu dönemlerde üretici ayakta kalabilmek için faizli kredi kullanmak zorunda kalıyor. Daha sonraki dönemlerde fiyatlar düzelse bile geçmişte kullanılan kredilerin faizleri ödenemez hale geliyor. Üreticinin alnının teri kredilere gidiyor. Üretici işinden soğuyor, ineklerini satıp kurtulmak istiyor ancak alıcı da bulamadığı için kesime gönderiyor. Yıllarca bakılıp emek verilen inekler en verimli dönemlerinde kesime gönderiliyor” diye konuştu.

ÇÖZÜM; YEM PRİMİ
Piyasa dalgalanmalarının önüne geçilmesi için çözüm önerileri sunan Mahmut Eskiyörük  “Üretici kazanırsa üretmeye devam eder ve dışa bağımlılıktan kurtuluruz. Asıl amaç üreticiye para kazandırmak. Bu nedenle süt fiyatını tüketimi olumsuz etkilemeyecek bir seviyeye kadar mutlaka yükseltmek lazım. Ama asıl önemli olan girdi maliyetlerinin sübvanse edilmesidir. Şu anda 2 açıklanan 2 TL fiyat dengeyi sağladı ancak önümüzdeki günlerde yeme zam gelmesi durumunda kilogram başına prim verilmeli. Bu sayede maliyetler düşürülerek üretici kazanacak, fiyatların yükselmesi önlenerek tüketici korunacak, aynı zamanda kayıtdışılık önlenerek Milli Ekonomimiz kazanacaktır” diye konuştu.