İzmir Ekonomi Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde 3 ve 4'üncü sınıflarda okuyan 19 öğrenci, birçok ülkeden 53 projenin katıldığı P2P: Facebook Global Üniversiteler Arası Dijital İletişim Yarışması’nda, eylül ayından beri yürüttükleri, ülkelerinden göç eden çocukların maruz kaldığı nefret söylemini değiştirmeyi amaçlayan 'Çocuk Gibi Bak' projesi ile birincilik kazandı. Sosyal sorumluluk projesini dijital iletişim ile birleştiren öğrenciler, proje kapsamında mülteci çocuklarla vakit geçirip, sosyal aktivitelerle hayatlarına dokunarak pozitif bir algı yaratmak amacıyla, kurdukları site ve sosyal medya üzerinden nefret söylemine karşı fotoğraf ve video paylaşımları yaptı. Hala devam eden projenin kısmen de olsa hedefine ulaştığını söyleyen öğrencilere, danışman öğretmen olarak İletişim Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Selin Türkel eşlik etti. Amerika’ya Washington D.C.’ye final sunumu için giden İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ebru Uzunoğlu, Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Selin Türkel, öğrenciler Melis Nur Demirkol, Görkem Güllü, Ece Lara Alanyalı, Bülent Kalaycı ve Elif Tanınmış, birincilik ödülünü alarak geri döndü. Öğrenciler, Erasmus+ Yapılandırılmış Diyalog kapsamında hibe almaya hak kazanan proje çerçevesinde, Mayıs ayında bir hafta sürecek etkinliklerle yurt dışından gelecek öğrencilerle birlikte mülteci sorunu ile ilgili karar vericilere yönelik bir çalıştay yürütmeyi amaçlıyor.

PROJE, NEFRET SÖYLEMİNİ ORTADAN KALDIRMAYI AMAÇLADI

İEÜ İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ebru Uzunoğlu, fakülte olarak önceliklerinin, öğrencilerin entelektüel bilgi altyapılarının ve mesleki bilgilerinin en üst seviyede olması olduğunu belirtti. Prof. Dr. Uzunoğlu, "Ancak bir üniversite eğitiminin sadece bununla sınırlı olduğunu düşünmüyorum. Dolayısıyla öğrencilerimizin toplumsal ve sosyal konulara duyarlı olması bizim için çok önemli. Günümüzde sadece Türkiye’de değil, aslında bütün dünyada bugün çok önemli bir konu olan mülteci sorununda öğrencilerimizin çocuklara odaklanarak bir hareket başlatmasını istedik. Bu çocuklar oldukça masum, onlara karşı bu yanlış önyargıların, nefret söyleminin ortadan kalkması, bu projenin en büyük amacı. Biz burada iletişim dersleri kapsamında bir kampanyanın nasıl yürütüldüğünü gördük, ama bu proje bize bir kampanya ile doğru bir iş yaptığınızda, doğru iletişim kurduğunuzda, doğru mesaj verdiğinizde sesinizin ne kadar yüksek çıkabileceğinin somut bir örneği oldu. Dünya çapında bir başarı elde ettik, Washington’a gittiğimizde bu gururu derinden yaşadık. Öğrencilerimizin uluslararası bir platformda kendi inandıkları projeyi sunarken yaşadıkları profesyonel deneyim, bizlere büyük bir mutluluk verdi" diye konuştu.

İletişim Fakültesi Dekan Yardımcısı ve proje danışmanı Doç. Dr. Selin Türkel ise projenin Erasmus+ Yapılandırılmış Diyalog kapsamında Türkiye'den onlarca başvuru arasında hibe almaya hak kazanan dört proje içine girdiğini belirterek, şöyle konuştu:

"Proje içerisinde farkındalık yaratmak amacıyla çocuklarla beraber fotoğraf, kurabiye yapımı gibi atölyeler düzenlendi. Belli sivil toplum kuruluşları ile farklı üniversitelerde mülteci sorununa ilişkin doğru olduğu sanılan yanlışlara dair sunumlar yapıldı. Gerek sosyal medya üzerinden yapılan paylaşımlarla, gerek birebir iletişimle bu doğruların yayılması sağlandı. Gençler, mülteci çocuklarla kurduğu etkileşimle onların da bir çocuk olduğunu, kardeşinden, kuzeninden farklı olmadığını, bu ülke için iyi şeyler yapmaya çalıştığını görüyor. Gençlerimiz mülteci çocuklarla beraber fotoğraf çektiler, resim yaptılar, hayal dünyalarını yansıttılar, spor yarışmalarına gittiler. Sporun ve sanatın gücü ile beraber, birlikte iyi zamanlar geçirdiler. Sosyal medya hesaplarından insanları çocukluğuna götürüp, onlara aslında çocukluğun evrensel bir dönem olduğunu göstermiş olduk. Yaptığımız araştırmalar gösterdi ki; yaptığımız etkinliklerle yüzde 35 civarlarında bir bilinirlik sağladık. Projenin devamında Mayıs ayında yurt dışından üniversitelerin de katılımı ile hedef kitlenin karar vericiler olduğu bir çalıştay gerçekleştireceğiz. Sivil toplum kuruluşları, yerel yönetim, milletvekilleri gibi karar vericilerle birlikte, mülteci konusunda dünyada ve Türkiye’de yaşanan sorunlara dikkat çekip, politika yapım sürecine etkide bulunmayı hedefleyeceğiz."

'ONLARA ÇOCUK GİBİ BAKMAYI ÖĞRENDİK'

İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü son sınıf öğrencisi Elif Tanınmış (22) ise şunları söyledi:

"Projeye başlarken mülteci çocuklara karşı tutumum şu anki ile aynı değildi. Ne zaman ki çocuklarla bir şeyler paylaşabildik, bakış açım o zaman değişti. Bir tanesi bana ‘Neden bizi bu kadar önemsiyorsunuz ki’ diye sordu ve ben o an onun gerçekten çocuk olduğunun farkına vardım. Bu benim için çok duygusal bir andı. Biz etrafımızdaki bütün çocuklara çocuk gibi bakıyoruz, onlarla çocuk gibi ilgileniyoruz, onların masum olduğuna inanıyoruz. Mülteci çocukların da etrafımızdaki çocuklardan hiçbir farkı yok. Onların da bizim ilgimize ihtiyaçları var. Biz onlara iyi bir şey gösterdiğimiz zaman, onlar da büyüdüklerinde iyi birer insan olacaklar."