CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin, “Kemal Kılıçdaroğlu’na onursal genel başkanlık ve grup başkanvekilliği teklif ettim” açıklamasından bu yana CHP’deki haber kaynaklarımla tek tek görüştüm. Yıllardır, yerel politikayı takip eden biri olarak böylesi bir malzemeyi kaçırmam düşünülemezdi bile.

İnce’nin açıklamasının hemen ardından Alaattin Yüksel’i aradım. “Neden?” diyeceksiniz. Çünkü İnce’nin Kılıçdaroğlu’na yaptığı teklifi ilk Yüksel yaptı! Yüksel, bu konuyla ilgili yaptığı açıklamaları İnce’ye de whatsupp gönderdi. Bilinmez! Belki de İnce tecrübeli siyasetçinin etkisinde kalmıştır!

Şimdi sizlere Yüksel’in fitilinin ateşlediği Erdal Aksünger ve Gürsel Erol’un devam ettirdiği “Değişim” talebinin İzmir ayağındaki detayları paylaşacağım.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile yakın siyaset yapan Alaattin Yüksel, gece düşünüp sabah bu açıklamaları yapmış olamaz. Filmi hemen geri saralım.

Şubat ayında gerçekleştirilen kurultayda İnce, Kılıçdaroğlu’na rakip çıktı. İzmir’de delegasyonunun önemli bölümü Kılıçdaroğlu’nun arkasında durdu. Ancak hatırlayanlar bilir Kocaoğlu ve il başkanlığının önerdiği hiçbir isim Parti Meclisi’ne giremedi. Çünkü Kılıçdaroğlu, böyle olmasını istedi.

Burada “ekip” hayal kırıklığı yaşadı.

Gel zaman, git zaman. Cumhurbaşkanlığı ve genel seçim öne alındı. Kocaoğlu ve İl Başkanı Deniz Yücel, milletvekili adayları belirlenmeden hemen önce defalarca Ankara’ya gitti. Kocaoğlu listede görmek istediklerini ve istemediklerini bir bir anlattı.

Sonuç: Yine elde var kocaman 0!

Bırakın desteklenen isimleri listede yer almasını; istenmeyen (Kocaoğlu CHP liderine gerekçelerini tek tek anlattı) isimler seçilebilecek yerlerden listeye girdi. Ali Engin, Kazım Umdular ve Salih Özçiftçi ise seçilemeyecek yerlere konuldu. Hatta listenin açıklanmasından hemen sonra Kocaoğlu, Kılıçdaroğlu’nu arayarak sitemlerini iletti. (bu sitemin dozuyla ilgili farklı rivayetler var)

Kurultayda gerilen ipler bu noktada tamamen koptu!

Seçimlerin tek bir elden yönetilmesi CHP İzmir İl Başkanlığı SKM kurdu. SKM’nin başına Kocaoğlu’nun yakın çalışma arkadaşları Yüksel ve Yekta Varnalı atandı. Şunu iyi hatırlayın. Yüksel, bu süreçte hep “Biz Muharrem İnce’nin propagandasına destek olacağız” dedi ki dediğini yaptı. Cumhurbaşkanı adayının mitingine İzmir’i ve partilileri hazırladı.

Denizli’ye mitinge gelen Muharrem İnce; kürsüye çıktığında Kocaoğlu’nu anons etti ve alkışlattı. Bunu yaparken de, “Aslında pek huyum değildir ama…” diyerek söze başladı.

İzmir mitinginde ise kalabalığı göstererek, “Aziz ağabey bu nasıl bir kalabalık” dedi.

Bu örnekleri veriyorum ki İnce-Kocaoğlu ilişkisi hakkında bilginiz olsun.

Devam edelim…

Milletvekili aday listesinin moralleri bozması, İl başkanlığını da etkiledi. İzmir’e gelip gelmeyeceği belli olmayan Kılıçdaroğlu, seçimlere 5 kala Erdoğan Toprak üzerinden İzmir’de bir program yapmak istediğini bildirdi. Yani teklif karşı taraftan geldi.

Kurultay ve milletvekili listelerinde istediğini bulamayan, bırakın istediğini bulmayı istemediği birçok şeyi bulan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve yakın çalışma arkadaşlarının bu süreçte İnce’nin yanında olması sürpriz olmayacaktır.

Sürpriz ise Kılıçdaroğlu’nu desteklemeleri olacaktı.

Şimdi gözüm kulağım Kocaoğlu’nda…

Geçmişte yaşananları unutmamasıyla bilinen Kocaoğlu ne yapacak?

Gönlünden geçtiği öne sürülen “değişim” isteğini mi  açıklayacak yoksa yerel seçimlerde aday olma ihtimali düşünerek susacak mı ya da Kılıçdaroğlu devam etmeli mi diyecek? 

Sizce hangisi?