AK Parti İzmir Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı'nın CHP'li siyasetçileri hedef alarak, "Şu anda karşıdakiler bizim normalimiz olan samimiyetle yaptığımız kapı kapı geziyorlar, tutmadıkları orucun sahurunu, iftarını yapıyorlar. Esas takiyeci kendileri... Bizim bu takiyecilere hiçbir şekilde meydanı boş bırakmamız lazım" açıklaması tartışmalara neden oldu.

AK Partili Çankırı'ya yanıt CHP İzmir İl Başkan Yardımcısı Özlem Eser'den geldi.

Eser, şunları söyledi:

'HAZIMSIZLIK'

CHPli siyasetçileri takiyecilikle suçlayan hanımefendi; 'Türkiye böyle bir kampanya görmedi. İzmir'de yattıkları yerden artık oy alamayacaklar' derken; artık kendilerini samimi bulmayan, camilerde mikrofonla siyaset yapılmaya çalışılsa da açlık ve yoklukla karşı karşıya kalan vatandaşın artık din üzerinden kandıramayacağınız bir dönemde olduğunuzun; sanırım sadece İzmir değil; Türkiye'de halkımızın büyük bir teveccüsüyle CHP'nin kazandığı il ve ilçelerin hazımsızlığıyla; şokunu hala üzerinizden atamadığınızın rehavetiyle yaptığınız bu açıklama, kendinizi birilerine aklamaya değil; eylem ve söylemdeki tutarsızlıklarınızın artık halk tarafından kabul görmediğinizin göstergesidir...

HALKIN İRADESİNE SAYGISIZLIKTIR

Biz CHP'lileri takiyecilikle şuçlayan; "Şu anda karşıdakiler bizim normalimiz olan samimiyetle yaptığımız kapı kapı geziyorlar, tutmadıkları orucun sahurunu, iftarını yapıyorlar." derken kimin kimden daha samimi, kimin daha müslüman olduğunu siz bilemezsiniz, yenilginin rehavetiyle, hala mikrofonda dini alet ederek, bizleri takiyecilikle suçlarken; en demokratik hakkını kullanarak, CHP'ye inanan ve de güvenerek oy veren halkın iradesine de son derecede yapılan bir, saygısızlıktır...

SİZİN ŞATAFATLI İFTARLARINIZA KARŞI...

Unutmayın ki; yapılan her bir ibadet de; Allah ile kul arasındadır...Siz bu dönem İzmir'e yoğunlaşırken sizlerin şatafatlı iftarlarına karşı; imkanlarımız dahilinde gördüğünüz iftar sofraları; siz yokkende İzmir'in her mahallesinde ve sokaklarında sosyal belediyecilik bazında yıllardır yapılan bir dayanışma ve o maneviyatı hep bir arada yaşama duygusunu tattığımız güzel ramazan aylarının birlikteliğidir...Bu söyleminizin hırsla, suçlayıcı bir gafla; Allahımıza şükür, müslümanlığı kimseden, sizlerden, hatta takiyecilik yaparken de; öğrenmediğimizi, Sizler yokken de yirmi yıl önce, kırk yıl öncesinde de ebebeynlerimizle sahurumuzu ve iftarlarımıızı, maneviyatımızla yaşayan insanlar olarak, hatırlatmak; bu tür ayrıştırıcı açıklamalarla, yapılan son seçimlerdeki sonuçlarla da, din ve siyasetin artık birlikte olamadığını, yürütülemeyeceğinizi, anlamanız laiklik çerçevesinde devletin din veya dinsizlik karşısında tarafsız ve tepkisiz olmasını gerektirdiğini bir kez daha vurgulamak isterim..."