İstatistikler kalp hastalıklarının Dünya’da ve ülkemizde hâlâ bir numaralı ölüm nedeni olduğunu gösteriyor. Nitekim son zamanlarda vakalarda görülen artışla birlikte kalp krizleri yine gündemde. “Hayati tehlikelerin yaklaşık beşte biri sadece kalp krizinden, üçte biri ise kalp ve damar hastalıklarından kaynaklanmaktadır” diyen Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Oğuz Yılmaz, bu konuda önemli bilgiler paylaştı. İşte açıklamaları:

GÖZLEMLERİN DOĞRULUK PAYI VAR
Kalp krizi vakalarıyla ilgili henüz açıklanmış rakamlar olmasa da gözlemlerin doğruluk payı oldukça yüksek. Covid-19 pandemisi sürecinde kalp hastalarının, kalp krizi geçirmekteyken bile hastaneye başvurularında yüzde 20 azalma olduğu tespit edildi. Düzenli kontrole gitmesi gereken çok fazla sayıda kalp hastasının ya da hastalığının farkında olmayan kişilerin hastane ortamlarına ulaşamaması veya hastaneye başvurmaktan kaçınmasının olumsuz sonuçları yaşanmaktadır.

KALP KRİZİ YAŞI NEDEN DÜŞTÜ?
Kalp krizi yaşı erkeklerde ortalama 65, kadınlarda ise 72 civarındadır. Kolesterol düşürücü bazı ilaçların kullanımı, sigara kullanımının azaltılması ve düzenli kontroller ile kalp krizi yaşı daha ilerilere taşınmış oldu. Ailesel risk faktörlerinin yoğunluğuna bağlı olarak ve kontrollerin ihmal edilmesi nedeniyle 40 yaş altı kalp krizleri de hâlâ tüm krizlerin 5’te 1’ni oluşturuyor. Son 7-8 yıldır 40 yaş altı kalp krizlerinin her yıl yüzde 2 civarı artış gösterdiği dikkat çekiyor. Dolayısıyla 20’li yaşların sonlarında veya 30’lu yaşların başlarındaki genç insanlarda kalp krizlerini daha sık görmeye başladık.

RİSK FAKTÖRLERİNE DİKKAT!
Altta yatan bazı hastalıklar, yaşam tarzı, yaş ve aile geçmişi kalp hastalığı riskini artırır. Yüksek tansiyon, kolesterol ve trigliserit gibi kan yağlarının yüksekliği, diyabet hastalığı ve obezite en önemli risk faktörleridir. Ailesinde erken kalp ölümleri varsa o kişinin de kalp krizi riski yüksektir. Sigara kullanımı, yağlı beslenme ve hareketsiz hayat tarzı da kalp krizi riskini artıran önemli kötü yaşam alışkanlıklarıdır.

NASIL OLUŞUR?
Kalp krizi; kalp kasının bir kısmına yeterince kan gitmediğinde meydana gelir. Kalp kasını beslemesi gereken koroner kan akımının azalması ve bu durumun uzun sürmesi kalp kasında kalıcı hasarlara ve kalp krizine neden olur. Bu nedenle azalan veya kesilen kan akımı tedavi edilmeden geçen süre ne kadar uzarsa, kalp kaslarındaki hasar da o derece büyük olacaktır. Koroner arter hastalığı, kalp krizinin ana nedenidir. Daha az yaygın bir neden ise kalp kasına kan akışını tamamen durdurabilen koroner arterin şiddetli spazmı veya ani kasılmasıdır.

ÖNLEM ALIN
Kalp krizi riskine karşı yaşam tarzı değişikliklerine gidilmesi gerekir. İşte onlar:
1 - Akdeniz mutfağını tercih edin ve doymuş yağlardan, fazla kırmızı etten ve paketli gıdalardan uzak durun.
2 - Kesinlikle sigara kullanmayın ve aşırı alkolden kaçının.
3 - Yüksek tansiyon, kolesterol ve diyabet gibi sağlık kontrollerinizi aksatmayın.
4 - Yoga, nefes egzersizleri, meditasyon ile stresle baş etme yolları geliştirin.
5 - En azından düzenli yürüyüşle hayatınıza hareket ve egzersizi dahil edin.
6 - Sağlıklı yaşamı tercih eden, birbirine destek olan sağlam dostluklarla sosyal çevrenizi kuvvetlendirin.

20 yaşından sonra mutlaka kontrole gidin
Ailede bilinen kalp hastalıkları varsa genç yaşlarda herhangi başka bir sebeple kan tetkiki yapılırken, kan yağlarının da kontrol edilmesi olası riskleri erkenden yakalamak adına önemli bir ilk adım olacaktır. Geçirilen bir kalp krizinin temellerinin önceki 15-20 yılda atılmakta olduğu unutulmamalıdır.

Çocuklar okulda veya bir kulüp bünyesinde bir sportif faaliyeti düzenli yapıyor ve yarışmalara da katılıyor ise, lisans sürecinde istenen doktor kontrolünün ciddiye alınması ve mutlaka detaylı kalp kontrolünün yapılması hayati önem taşır. Özellikle ailede varsa 20 yaşından sonra her 2-4 yılda bir kalp kontrollerinin yapılmasını önerilir. 40 yaşından sonra da yine risk faktörleri belirgin olan bireylerde bu kontrollerin yılda bir yapılması güvenli olacaktır.